Ebeveynlerin sorun yaşadığı bir diğer konu da çocuklarınızın arkadaşları. Çevre, daha bebeklik zamanlarında sorun olmaya başlıyor. Oyuncakları paylaşamamak, kıskançlık gibi durumlar çıkıyor önce karşınıza. Bu durum, aynı zamanda bebeğinizin büyüdüğünün işareti, ancak sizi biraz korkutabilir. Oyuncakları paylaşamama, diğer çocuklarla tartışma, kavga etme, hatta birbirlerine zarar vermeye kadar gidebilir. Bu kavgayı frenlemek de yine anne – babaya düşüyor tabii. Ancak işin bu noktaya gelmesinden önce yapılacak en doğru şey, çocuğunuza paylaşmayı ve her zaman her istediğini elde edemeyeceğini öğretmek. Çocuğun karakterini şekillendiren, ona iyi ve kötü davranışları kazandıran ilk olarak anne ve babasıdır. Çünkü çocuğun dünyası anne ve babasından oluşmaya başlar ve daha sonra genişler. Yani çocuğunuz oyuncak yüzünden kavga ettiğinde, ona “bu çocuk da çok bencil” gibi etiketler yapıştırmadan önce ona paylaşmayı öğretmelisiniz. Onun her hareketi tıpkı bir ayna gibi anne ve babasını yansıtır. Çocuğunuz iyi şeyler yaptığında kendinizle övündüğünüz gibi, kötü şeyler yaptığında da suçu önce kendinizde aramalısınız. Çocukların çok sık yaşadığı bir diğer duygu da “kıskançlık”. Kıskanmak insanın doğasında olan bir duygu, her yaşta kıskanacak bir şey bulur insan. Önemli olan bu kıskançlık duygusunu zamanında durdurabilmek ve kontrol edebilmektir. Yetişkinler bile bunu kontrol edemiyorken çocuklar nasıl kontrol etsin değil mi? İşte bunu da çocuğa öğretecek olan anne ve babadır. Tabii önce kendilerinin öğrenmeleri koşuluyladır. Çocuğunuza olumlu davranış ve düşünceler aşılamaya çalışsanız da eğer siz bunlara sahip değilseniz, çabanızın hiçbir anlamı olmaz. Çocuklar gördüklerini uygularlar; sözlerinizle davranışlarınız birbirine uymuyorsa çocuk, davranışınızı benimser, daha kötüsü size olan güveni de kırılır. Çocuğunuzun her daim sizi ayna gibi yansıtan bir varlıktır; bebekliğinde, çocukluğunda, ergenliğinde, gençliğinde ve hatta yaşlılığında.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder